top of page

Münacaat

Mayhoş hisler eşliğinde, Ne olduğumu bilmeden, Bilmeden vaziyetimi, Bulduğum ne bilmeden, Bir şey seçtim. Her an bir seçenek daha, Sunuldukça açılan yol kesbetmeye, Yakına yakına, yakınına, Görmeden mi geçtim? Bir ses duysaydım ne olurdu böyle anlarda, Koşsaydı göğüs merhamet kafesini tutmaya, Bir renk görseydim eğer tam o sırada, Gösterilen ne çok şey var, -Mı diyecektim? Yoksa yere yığılmak mı nasip olurdu; Rabb'imle konuşmak için, Tırmandığım tepenin adı kalp... O sarsılmaz irade beni tam on ikiden vurdu, Kaç inilti oldu söylüyorum, Nedamet perva ile perçin, Bir yerlerim harp. Belki de şiir daha bitmemiştir, Nasıl bitsin? Biz akıl dedikçe birileri, Onu peynir ekmekle yemiştir. Bilmiyorum, Belki son on nefes henüz gelmemiştir. İki yudum baksan gözlerime, Ey benim en kıymetli hayalim, Kollarına alırsan bir gün, Bırakma beni. Neticede, ben seni koynumda sakınmışım, Sen de beni... Biter mi hiç düş bitmedikçe, Biter mi şiir? Bitmemiş belli... Ey bizi çağırma lütfunda bulunan, Şânı emsalsiz sevgili, Senden özge âh olur mu? Olmaz olsun... Uzanır a'mak ve düş, Uzanır inceldikçe âfak. Bir lutf-u şuur olsa gerek, Dost uğruna, Hürriyeti kafeste saymak...


Hâfî

24 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör

Göğsümü ne tür yere saklayayım, Senden kaçılmaz, ah, sana kaçılır... Şiire çalan bir renk gözlerimde, Kalbime bir yol da ordan açılır, Aklıma uğra, gel, kalbimi kaçır. Göğsümü ne cüretle saklayayım, S

Mavi tenli köylüler, Iskaladı denklemi, Tıpkı sömürgen çocuk şenlikleri gibi, Elleri, Hınca kısıkmış uyuşkan gösteri, Etleri, İşaretlenmek için yeterince diri, Biri, Kaç gün sürüyor bu sövgü dedi, Yed

Guguk kuşlarının ihaneti tatmış yanıyla uyandın Bir dahlim yoktu bunda El değmemiş, ses ermemiş bir ihanet Çöreklenmiş sicil makbuzuna Bir dahlim yoktu bunda. Sana sırtında doçka olan pikaplar Uydusu

bottom of page