
Ân Denizi
Bir yer mi bu manzume sebepler köşesinde, Düştükçe derildim çile efsununu gizler. Bir yer hele aklın içi, ruhun tepesinde, Her zerre ki ân derler o çalkantı denizler. Bir şifreyi çözmüş gibi lîsana demirli, Bin sırra erişmiş gibi susmakla emirli, Bir hışm-ı baharım yeni yerlerde nehirli, Şâhım bu fakir gönlümü sarmış bütün izler. Her zerre ki ân derler o esrarlı denizler. Çok ağlayasım var baba burdan gidelim mi, Bir tövbeye saklandım o takdir edilir mi, Bin deste yaram var bunun esbabı elim mi, Şeyhim beni kat heybene kusrum beni izler. Her zerre ki ân derler o buhranlı denizler. Gûya dayanıp çok yolu tez kat' edecektim, Bilmem diye gezmeyecek mutlak bilecektim, Sathında kalan derdini kalbin sezecektim, Bir hüsn-ü tezatmış düşü aklın neyi gizler. Her zerre ki ân derler o hülyalı denizler. Bir görmeye dursun seni düş tutmaya sarkan, Ânsız zaman arkandan o avlanmaya kalkan, Sisten ve çamurdan gibi kıskaç katı bir kan, Sırtım yara, kalbim yama, kusrum boyu dizler, Her zerre ki ân derler o bühtanlı denizler.
Hâfî